VACİP KURBAN
Vacip kurban denildiğinde akla ilk gelen kurban, Kurban Bayramında kesilen kurbandır. Ancak aşağıda da ifade edileceği üzere bir kimsenin gerçekleşmiş olan adağı için vadettiği kurbanı kesmesi de o kimse üzerine vaciptir. Arasındaki fark ise kurban bayramında kesilen vacip kurbanın bayram günlerinde ( bayramın 1. 2. ve 3. Günü akşama kadar) kesilmesidir. Sair zamanlarda kesilen kurbanlar kurban bayramında kesilen kurban yerine geçmez. Niyeti bayram kurbanı bile olsa olmaz. Bayram günlerinde kesmek zorundadır.
Bazı ibadetlerde zaman şarttır. Namaz, hac ve kurbanda olduğu gibi.
Vaktinin haricinde kılınan yüzlerce rekat namaz iki rekat farz yerine geçmeyip nafile namaz olacağı gibi kurbanı da Kurban Bayramı günlerinde kesmek lazımdır.
Kurban bayramında ibadet niyetiyle kesilen kurbana denir.
İslam’da kurbanın pek çok şartı ve önemi bulunmaktadır. En başta Allah’a yakınlık sağlamayı imkan kılan ve vesile olan amaç yer almaktadır. Ancak sadece bu amaç ile kalmaz. Aynı zamanda fakir ve fukaraya yardım etmek, amaca uygun şekilde İslamiyet’in Usulüne göre kesim yapmak gibi birçok önemi bulunmaktadır. Kurbanlığın en önemli şartı ise İslami usullere uygun biçimde kesim gerçekleştirmektir. Böylece ibadet maksadıyla yapılan kesim, pek çok hayırlı durumlara vesile olmaktadır.
PEYGAMBER EFENDİMİZ KURBAN KESMİŞ MİDİR?
Kurban ibadeti hicrî ikinci yılda meşru kılınmıştır. Hz. Peygamberin (s.a.s.) de bu yıldan itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban kestiği bilinmektedir (Tirmizî, Edâhî, 11; bkz. Buhârî, Hac, 117, 119; Müslim, Edâhî, 3).
Hz. Peygamber (s.a.s.), Veda Haccı’nda yüz deve kurban etmiştir. Hz. Ali, “Peygamber (s.a.s.) yüz deve kurban etti. Etlerini dağıtmamı emretti, ben de dağıttım.” (Buhârî, Hac, 122) demiştir. Hz. Enes’ten (r.a.) Hz. Peygamberin (s.a.s.) siyah-beyaz benekli iki koçu besmele ve tekbir ile bizzat kestiği rivayet edilmektedir (Buhârî, Edâhî, 9).
Ebu Hureyre (r.a) ise gördüğü bir kurban uygulamasını şöyle bildiriyor: “Rasulullah (s.a.v) iki koçtan birini ümmeti niyetine, diğerini de Muhammed ve Ailesi niyetine kurban etti.”
Hz. Ali efendimiz de, Peygamber Efendimi (s.a.v)’in, Veda Haccı’nda yüz deve kurban ettiğini bizzat şöyle anlatır: “Peygamber Efendimiz (s.a.v) yüz deve kurban etti. Etlerini dağıtmamı emretti, ben de dağıttım.”
Kurban Bayramında belirli saatlerde, kendisinde nisap şartları bulunan kimselerin kesecek olduğu vacip kurban dışında da kurban çeşitleri vardır:
ADAK (NEZİR) KURBANI
“Allah rızası için kurban keseceğim.” veya “Sözüm olsun kurban kesip etini sadaka olarak vereceğim.” Diye söz veren birisine o kurbanı kesmek vacip olur. Fakat “Şu hastalıktan iyi olursam bir koyun keseyim.” veya “Falan yer için bir kurban keseyim.” gibi adaklar söz vermeler bir adak hükmü taşımaz. Allah’ın rızasından başka bir kimse adına kurban kesilmesi caiz değildir. Adak kurbanı etini adayan kimse yiyemeyeceği gibi eşi ile baba, anne ,dede, çocukları ve torunları da yiyemez. Eğer yiyecek olurlarsa kıymetini fakirlere sadaka olarak verir. Zenginler de yiyemez. Kalben niyet edip karar vermekle niyet olmaz, adak dil ile olur. Aynı şekilde falan yerde kurban keseceğim dese kurbanı oraya götürüp kesmesi gerekmez, başka bir yerde de kesebilir. Bir kimse “Allah için bir deve kurban edip etini sadaka olarak vereceğim” diye adak adamış olsa onun yerine yedi koyun da kesebilir.
AKİKA KURBANI
Yeni doğan çocuk için Cenab-ı Hakk’a şükür olarak kesilen kurbana “Akika Kurbanı” denir. Akika kurbanı kesmek sünnettir. Kesilmesi için belli bir zaman şartı olmayıp ömrü boyunca her hangi bir zamanda kesilebilir. Doğumunun yedinci günü kesmek daha faziletlidir. Kurbana elverişli olan her hayvan akika olarak kesilebilir. Akika kurbanın etinden sahibi yiyebilir, başkalarına da yedirebilir, etin bir kısmını, tamamını veya kurbanın kendisini bağışlayabilir.
ŞÜKÜR KURBANI
Herhangi bir vesileyle Allah’a şükretmek için kesilen kurbana şükür kurbanı denir. Bir kimse arzu ettiği bir amaca ulaşması veya bir nimeti elde etmesi sebebiyle şükür kurbanı kesebilir. Ancak böyle bir nimeti elde eden kişinin, adakta bulunmadığı sürece, şükür kurbanı kesmesi zorunlu değildir. Ayrıca
ŞİFA KURBANI
Şifa kurbanı Allah’a tevekkül etmek ve Mevla’dan ümidini kesmemek için kesilir. Hastalık halinde maddi olarak bütün tedbirleri alarak, aynı zamanda manevi tedbir için şifa kurbanı kesilir; kurban kesmek ile Mevla’ya sığınmak en güzel tedbirdir. İhtiyaç sahiplerine sadaka olarak vermek muhakkak faydalı olacaktır.
Şifa kurbanı her türlü hastalıktan halâs (şifa bulup) kurtulmak için uygulanır. Böylece Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) “Sadaka, belayı defeder ve ömrü uzatır” Hadis-i Şerifi’nin sırrınca şifası umulur.